DOLAR 32,6020 0.39%
EURO 34,8009 0.18%
ALTIN 2.492,500,34
BITCOIN 21175524,32%
İzmir
21°

PARÇALI BULUTLU

16:52

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

X
Hüsnü Tekeşin

Hüsnü Tekeşin

01 Kasım 2022 Salı

    Hüsnü Tekeşin; Yaşa Var Ol Kaf Sin Kaf!

    Hüsnü Tekeşin; Yaşa Var Ol Kaf Sin Kaf!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Hüsnü Tekeşin; Yaşa Var Ol Kaf Sin Kaf!

    Cumhuriyetimizin 99. yılına ulaştık. Çok büyük bir sevinç içerisindeyiz.
    Bugün aynı zamanda çok önemli bir günü ulaştık. Karşıyaka Spor Kulübü’müzün 110. yılını kutluyoruz şanla, şerefle…
    1 Kasım 1912”de İzmir’ in ilk Türk spor kulübü olan Karşıyaka Spor Kulübü kuruldu Kurucu Başkanımız Zühtü Işıl ve arkadaşlarının öncülüğünde.
    Her zaman Atatürk’ün izinde gitti Kulübümüz. Atatürk ile Karşıyaka Spor Kulübü arasında sarsılmaz bağlar vardır Çünkü vatan savunmasında en önde gidenlerin içerisinde yer almıştır Karşıyakalılar. Atatürk Türk Kurtuluş Savaşımızın nihayete erdiği günlerde en mutlu gecesini Karşıyaka’da geçirmiştir. Atatürk’ün kıymetli anneleri, hepimizin “Anatürk”ü Zübeyde Hanım sonsuza dek Karşıyaka’nın kutsal topraklarında uyumaktadır. Atatürk, 2 kez Karşıyaka Spor Kulübü’nü şereflendirmiş ve kulübün şeref defterini güzel düşünceleri ile taçlandırmıştır.
    Yine 1931 yılında Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya hitaben Karşıyaka Spor Kulübü Kongre Reisi ve Burdur mebusu Halit Bey’in kulübün senelik toplantısında; “…Çizdiğiniz ve gösterdiğiniz yolda daima sizi takibe ant içmiş olan Karşıyaka Spor Kulübü gençlerinin ebedi minnet ve tazimlerini…” içeren telgrafta da bu bağ açıkça görülmektedir.
    Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nden ilk kez kullanacağım aşağıdaki telgraf Cumhuriyet’in 99. ve Karşıyaka Spor Kulübü’nün 110. yılı için güzel bir armağan olsun.
    Bu telgraf, Karşıyaka Spor Kulübü’nün Atatürk ve Cumhuriyet’e sevgi bağını çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır.
    88 yıl önce 1934 yılında Karşıyaka Spor Kulübü Umumi Toplantı Reisi Suat Bey Atatürk’e bir telgraf göndermişti. Burada şu güzel sözleri yazmıştı Suat Bey tüm Karşıyakalar ve Kaf Sin Kaf’lılar adına. İşte o mühim telgraf…

    “İzmir Karşıyaka Spor Kulübü Umumi Toplantı Reisi Suat Bey’in, Kulübün Toplantısı Münasebetiyle Atatürk’e Gönderdiği 24 Kasım 1933 Tarihli Tazim Telgrafı”

    “Cumhuriyetin büyük kurucusu, gençliğin babası Gazi Mustafa Kemal Hazretleri

    Memleketi kurtaran Cumhuriyeti kuran yüksek şahsiyetinize ve fırkamıza karşı duyduğumuz minnet hislerini tekrarlamak için bugün fevkalade olarak toplanan umumi heyetimiz Karşıyaka gençliğinin Cumhuriyete ve onu kuran fırkamıza sarsılmaz merbutiyetini bu vesile ile de tekrar ederken candan saygılarımın kabulünü yalvarır büyük kurtarıcımız.
    Karşıyaka Spor Kulübü Umumi Toplantı Reisi Suat”

    Karşıyaka Spor Kulübü sonsuza dek Cumhuriyetin neferleri olarak Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde nice yüzyıllara ulaşacaktır.
    Yaşa var ol Türkiye Cumhuriyeti, yaşa var ol Karşıyaka Spor Kulübü…

    Devamını Oku

    Hüsnü Tekeşin; “Atatürk Açılımı Mı?”

    Hüsnü Tekeşin; “Atatürk Açılımı Mı?”
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Hüsnü Tekeşin; “Atatürk Açılımı Mı?”

    Büyük Zafer’in 100. yılı coşkuyla kutlandı ülkemizde.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey’den de yine yeni bir “Atatürk açılımı” geldi. Saraya dev Atatürk posteri asıldı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Bandosu “Askerinle bin yaşa Mustafa Kemal Paşa” sözlerini içeren marş çaldılar.

    Atatürk adını ağzına almayı küfür sayan bazıları Atatürk demek için birbirleriyle yarıştı. Milli bayramların kutlanmasını yasaklayanlar en önde bayrama akın etti.

    Gerçekten de çok güzel bir açılım, zaman zaman da benzerlerine şahit oluyoruz. Çok şaşırıyoruz. Seçim için mi diyoruz acaba yapılanlar? Tam olarak sevinecekken bir bakıyoruz ki tutarsızlıklar yaşanıyor ve sevincimiz kursağımızda kalıyor bir kez daha.

    Belki kendisi bir açıklama yapmıyor ama çevresinde yer alan önemli mevkilere ulaşan kişilerden yenilir yutulur cinsten olmayan sözler işitince insan acaba hangisine inanalım sualini soruyor ister istemez kendisine.

    Gazi Meclisimizin bir dönem başkanlığını yapmış ve şuan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olan İsmail Kahraman Rize’nin fethinin 561. yıldönümünde: “Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz. ‘Ben esirdim, esaretim bitti, ben köleydim’ diye ikrarda bulunulmaz. Küçüklük kompleksi verir, yanlıştır, böyle şey olmaz. Fetihler kutlanır. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan Harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki…” diyerek Kurtuluş Savaşı’mızı ve emperyalistlerin işgalini yok sayan, Türk milletinin ve onun lideri Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın büyük başarısını emeklerini küçümseyen açıklamalar yaparak kimlere hizmet etmektedir? Köyleri, kasabaları, şehirleri yakılan Anadolu’nun acısını, kan ve gözyaşını da mı okumadınız Halide Edip’ten, Yakup Kadri’den, Falih Rıfkı’dan, Mehmet Asım’dan!… Türk esirlerinin perişan halini de mi görmediniz fotoğraflardan? Şehitlerden, gazilerden de mi utanmazsınız!

    Şapkasını önüne alıp düşünmeleri gerek. Bu tarihsel altyapıdan yoksun Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk düşmanlığını körükleyen kötü düşünceleri hangi tarih danışmanından almış olabilirler? Cevabı çok açık aslında zamanında Fetö teröristi için kitap bile hazırlayan, “Zaman Çocukları”ndan, Fesli Kadir’in yolunu takip eden bir kişi ve kişiler.

    Lozan, Montrö vs. antlaşmalar konusunda en olmadık yalan bilgileri paylaşıp yeri geldiğinde de Lozan’a, Montrö’ye sarılmak da aynı tutarsızlığın bir örneğini teşkil ediyor. Ya da zamanında “İki ayyaş” gibi ağır ifadeler de unutulmadı. Son miting de ise Atatürk ve İnönü rahmetle anıldı Erdoğan tarafından.

    Her zaman böyle önemli günlerde “Devlet erkânı bir araya geldi, Anıtkabir’i ziyaret etti” diyerek haberler yapılır. Doğal olarak yine yapıldı, fotoğrafta Cumhurbaşkanı’nı, Ana muhalefet liderlerini, Ankara’nın CHP’li başkanı Mansur Yavaş’ı ve farklı görüşteki diğer erkânı bir arada gördük. 1938’den bu yana 84 koca yıl geçmiş ve ne mutlu ki Atatürk yine farklı düşünceleri, yüce Türk milletini kucaklıyor, bir araya getiriyor, birleştiriyor milli mevzularda. Ancak artık net bir duruş sergilenmeli diye düşünüyorum. Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında mı yer alacaksınız karşısında mı?

    Devlet erkânı Anıtkabir’de yüce önderi ziyaret ediyor ama Atatürk’ün düşüncelerini, yaptıklarını sahiplenmeden yapılan ziyaretin dostlar alışverişte görsün mantığını aşamayıp göstermelik olacağı da aşikârdır ve bir anlamı da yoktur. Nadir Nadi zamanında bunun gibi tutarsızlıkları görerek “Ben Atatürkçü değilim” diye boşuna konuşmamıştı.

    Devamını Oku

    Hüsnü Tekeşin; “Her Şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne Borçluyuz!”

    Hüsnü Tekeşin; “Her Şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne Borçluyuz!”
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Hüsnü Tekeşin; “Her Şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne Borçluyuz!” 

    30 Ağustos Zaferimizin 100. yılını kutluyoruz şanla şerefle. Ama yine milletin değerleri ile oynamaya devam ediyor bazıları ne yazık ki. İçlerinde Gazi Meclis’in eski başkanlarından birini görmek içler acısı bir durum.

    30 Ağustos’u, 9 Eylül’ü çok sıradan, önemsiz günler gibi görmeye, algılatmaya çalışanları gördükçe aklıma hep Atatürk’ün ve Falih Rıfkı Atay’ın ifadeleri geliyor.

    Falih Rıfkı Bey 30 Ağustos’un ne olduğu hakkında şunları söylüyordu:

    “Neyimiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz!”

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk de 30 Ağustos 1922’de Başkumandanlık Savaşı ile kazandığımız Zafer için: “Ey Türk Milleti! Kahraman Ordunun bugün kazandığı zaferi iyi bil ve bununla iftihar et” ve “Bu eser Türk Milleti’nin hürriyet ve istiklal fikrinin lâyemut (ölümsüz) abidesidir. Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı bir ordunun başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım” diyordu…

    30 Ağustos Zaferi’ni yaratanlara her şeyimizi borçluyuz! Bu vesile ile bir kez daha şunu söylememiz gerekir ki milli bayramlara düşmanlık Türk Milleti’ne düşmanlıktır. Şu unutulmamalıdır ki 1071’de Malazgirt Zaferimizle kapılarını ardına kadar açtığımız, vatan yaptığımız Türkiye’den Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız “30 Ağustos Zaferi” sayesinde kovulmadık.

    Minnet, saygı ve dua ile anıyorum Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi. Ruhları şad olsun.

     

     

    Devamını Oku

    Hüsnü Tekeşin; “İsmet Paşa’nın Kaf Sin Kaf Ziyareti!”

    Hüsnü Tekeşin; “İsmet Paşa’nın Kaf Sin Kaf Ziyareti!”
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Hüsnü Tekeşin; “İsmet Paşa’nın Kaf Sin Kaf Ziyareti!”

    Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli komutanlarından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi Lozan Barış Antlaşması’nın mimarı ve İkinci Cumhurbaşkanımız olan İsmet İnönü, Karşıyaka Spor Kulübü’nü çeşitli defalar ziyaret etmişti.

    Karşıyakalılar için anlamı büyük olan ziyareti ise, Atatürk’ün hemen yanı başında yer aldığı 24 Haziran 1926 tarihindeki Kaf Sin Kaf ziyareti olmuştu.

    Bir diğer önemli ziyaretse 90. yıldönümünü kutladığımız 28 Temmuz 1932 tarihli ziyareti olmuştu.

    Şevket Süreya’nın “İkinci Adam” olarak adlandırdığı İsmet İnönü, 28 Temmuz 1932’deki Karşıyaka Spor Kulübü ziyaretinden bir gün evvel 27 Temmuz 1932 günü İzmir Valiliği ve Belediye Başkanlığı’nın katkılarıyla yaptırılan Cumhuriyet Meydanı’ndaki İzmir Gazi Heykeli’nin açılışını yapmış ve İzmir’i şereflendirmişti.

    Karşıyakalılar İsmet Paşalarını altı yıl önce olduğu gibi Karşıyaka Spor Kulübü’nü tekrar ziyaretleri için davet etmişlerdi.

    İsmet Paşa programında yer alan ziyaretleri gerçekleştirdikten sonra, Şarkspor ziyareti ardından, Kaf Sin Kaflıları kırmamış ve otomobil ile Karşıyaka’ya geçmişti. İsmet Paşa Kaf Sin Kaflılar tarafından sevinçle karşılanmıştı.

    İsmet Paşa’ya dönemin kulüp başkanı Münir Birsel tarafından bir buket çiçek verilmişti. Karşıyaka Spor Kulübü’nde bir süre kalan İsmet Paşa, kulübün denizcilik ve tenis faaliyetleri hakkında bilgiler almıştı. Karşıyaka Spor Kulübü’nde geçmiş yıllarda futa deneyimi yaşayan İsmet Paşa’ya güzel bir hatıra olarak önceki yıllarda Karşıyakalı Kaf Sin Kaflı gençlerle binmiş oldukları futadaki resimleri takdim edilmişti.

    Karşıyaka Spor Kulübü’nü ziyaret eden Başbakan İsmet Paşa Karşıyaka Spor Kulübü’nün şeref defterine ise şunları yazdı:

    “Karşıyaka Fırka Merkezi’nde Karşıyaka Spor Klüp(b)ündeki beraber arkadaşlarla muhabbetle konuştuk. Her geldiğim zaman arkadaşlarım daha canlı, daha şevklidirler.

    28.07.1932 İsmet”

    K.S.K. Şeref Defteri’ndeki İsmet Paşa’nın son kelimesi bazı araştırmacılar tarafından, gazetede verilen ifadeyi şeref defterindeki yazıyla karşılaştırmamaları sebebiyle, “şereflidirler” ifadesi ile verilmiş olsa da K.S.K. şeref defterinde açıkça “şevklidirler” ibaresi belli olmaktadır ve bu sözcükten evvel “hevesli” sözcüğü yazılmış ama üstü karalanarak mevcut sözcük tercih edilmiştir. Zaten cümle akışına “şevklidirler” sözcüğü daha uygun düşmektedir. İsmet Paşa’nın yazısında ise “beraber” sözcüğü bu konu ile ilgili yazanlar tarafından ya fark edilmemiş ya da görmezden gelinmiş ya da cümle yapısını bozduğu gerekçesi ile çıkartılmıştı. Yazının özüne dokunmadan aktarmaksa daha doğru gözükmektedir. Ayrıca şeref defterinde İsmet Paşa’nın yazdığı tarih de 28 Temmuz 1932 tarihi olarak gözükmektedir. Dün 27 Temmuz 1932 tarihi olarak paylaşım yapanlar olmuştu. Fakat 27 Temmuz 1932 tarihinde çok yoğun bir şekilde geçmiş olan İzmir Gazi Heykeli’nin açılış günü olduğu düşünülürse de şeref defterindeki tarih doğru gözükmektedir. Bu vesile ile bu yanlışı da düzeltmiş olalım.

    Sözün özü: Kaf Sin Kaf Atatürk’ünü de, İsmet Paşa’sını da asla unutmayacaktır. Ruhları şad olsun….

    Devamını Oku

    Hüsnü Tekeşin; “İzmir’in Gazi’ye Hediyesi!”

    Hüsnü Tekeşin; “İzmir’in Gazi’ye Hediyesi!”
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Hüsnü Tekeşin; “İzmir’in Gazi’ye Hediyesi!”

    “İzmirliler Şeref ve Sevinç içindedir…”

    Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Gazi Heykeli’nin açılışının 90. yıldönümündeyiz.

    Gazi Heykeli için ilk girişimler 1923’e kadar uzansa da çeşitli sebeplerden dolayı yapılamamıştı ancak 1930’da başlayan çalışmalar 1932’de sonuca ulaştı.

    “İzmir Gazi Heykeli” kitabını yazan Mevlüt Çelebi’nin ifade ettiği gibi; “İzmir yeniden imar ve inşa edilirken, Atatürk heykeli gibi görsel sanat eserleriyle donatılarak modern bir kent meydana getirilecekti.”

    İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica tarafından yapılan heykel, dönemin İzmir Valiliği ve belediyesinin çabaları ile yaratıldı. İzmir’in en önemli simgelerinden biri olan bu anıt İzmir’in Atatürk döneminde Belediye başkanlığı yapmış olan bütün İzmirlilerin gönlünü fetheden, yıkılmış, yakılmış güzel İzmir’i tekrar büyük vatanseverlik ve aşkla çalışarak güzelleştiren Doktor Behçet Uz’un devrinde yapılmıştı.

    27 Temmuz 1932 tarihinde Başbakan İsmet İnönü tarafından açılışı yapılan Gazi Heykeli, İzmir’in kurtarıcısına bir vefa örneğiydi. Özgürlüğüne kavuşturduğu İzmir’inin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’üne minnettarlığın en güzel örneklerindendi. Gerek İsmet Paşa’nın gerek Behçet Bey’in açılış nutuklarını okumanızı tavsiye ederim bu coşkuyu, devrimleri ve idealizmi anlamak için.

    Dönemin basınında elli bin vatandaş huzurunda açılışın gerçekleştiği yazılmıştı. İzmirliler 9 Eylül gününü hatırlatan coşku içindeydi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tunçtan harflerle yazılan “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!” sözleri tarihe bir kez daha kazınmıştı.

    Akşam gazetesi bu önemli günü şu şekilde okuyucularına aktarmıştı:

    “İzmir dün kurtuluş günlerinin tatlı heyecanını yeniden yaşadı. Gazi Heykeli elli bin kişinin alkışları arasında, başvekilin nutku ile açıldı.”

    Refet Sadettin “Fikirler” mecmuasında Gazi Heykeli için şu güzel sözleri yazmıştı:

    “Gazi; bir kahraman‚ bir kurtarıcı‚ bir rehber‚ bir inkılâpçı‚ bir dâhidir ve bütün bunlardan başka asrın yepyeni bir fikri‚ bir idealizmidir. Bu idealizm işçinin çekici‚ çiftçinin sabanı‚ askerin silahı ve münevverin kaleminde safha safha realiteye dönüşmüş oluyor.

    28 Temmuz 1932’den itibaren her sabah gün doğarken İzmir Körfezi’nin berrak sularına gölgesi vuracak olan bu âbide Türklüğün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediliğini temsil eden bir mânâ olarak ebediyete kadar kalacaktır.”

    Atatürk, “Gazi Anıtı’nın” açılışı dolayısıyla İzmir halkı adına, kendisine saygı ve şükran ifade eden Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz tarafından gönderilmiş telgrafa karşılık olarak gönderdiği telgrafta;

    “Milli mücadele ve heyecanımızın timsali olan güzel İzmir’de heykelimin dikilmesi vesilesiyle muhterem İzmirlilerin hakkımda gösterdikleri kadirşinaslıktan ve çok asilane duygulardan pek heyecanlandım. Muhterem İzmirlilere teşekkürlerimin selam ve sevgilerimin iblağını rica ederim.

    Reisicumhur

    Gazi Mustafa Kemal”

    Diyecektir.

    Sonsuza dek Atatürk, sonsuza dek Cumhuriyet…

     

    Devamını Oku