Cenk Karslı; “Devşirme Sporcular!”

Futbolda çok uzun yıllardır aşinayız, yabancı  sporcuların Türk yapılmasına ancak basketbol ve voleybolda pek alışkın değildik. Son zamanlarda futbol dışındaki branşlarda da bu tarz sporcu devşirme operasyonlarına şahit oluyoruz. Bu olayın bir çok açıdan incelenmesi gerekir. Devşirme sporcu mantıklı mı etik mi, doğru mu yanlış mı, olmalı mı olmamalı mı?

Ben, sonuç odaklı oyuna ve sporun endüstriyelleşmesine karşı olan bir spor adamı olarak devşirme olayına sıcak bakmıyorum. Yakın geçmişte Dobrowski oldu Kaan Dobra, Uche oldu Deniz Uygar, Wederson oldu Gökçek, Tita oldu Melih, Marco Aurelio oldu Mehmet, Kingson oldu Faruk, Marcio Nobre oldu Mert. 80’li 90’lı yıllara gidecek olursak Mirsad Kovacevic, Dündar Six, Datcu, Prekazi, Metin Mert Müller gibi örnekleri de hatırlamış oluruz. Bu arkadaşlarımız 2 -3 yabancı ile oynanan dönemlerde Türk yapıldı, aslında bu yapılan yasallaştırılmış sahtekarlıktır. Bu işin tek kabul edilebilir tarafı  her takıma bu hakkın verilmiş olması. Haksız rekabet oluşturan tarafı ise maddi sorunu olmayan kulüpler iyi yabancıları Türk yaptılar, ayrıca oynama hakkı olan yabancıları da sahaya sürerek oyundaki kaliteli oyuncu sayısını etik dışı ama yasal bir yolla arttırmış oldular. Peki sahadaki yabancı sayısı neden bu kadar önemli , neden bu dolambaçlı yollar aranıyor? Türk futbolu, Türk futbolcusu gelişimini tamamlayamadığı için, vasat oyunculara yüksek ücretler verilmesi nedeniyle kendini geliştirme ihtiyacı duymayan Türk futbolcusunun kalite sorunu olduğu için, Türk futbolcular yeterince profesyonel ve işine saygılı olmadığı için yabancı futbolcu halen değerli, anlamlı ve skora etki eder durumda. İşin kulüpler tarafını bir kenara bırakırsak Milli takımlarda devşirme oyuncular beni daha da rahatsız ediyor mesela Mehmet Aurelio, yani Hagi gibi Alex gibi çok özel bir oyuncu da değil, devşirdiğimiz oyuncu ön libero. Dünyaya bir Messi, Maradona, Baggio, İniesta, Zidane , Ronaldinho getirmek imkansızdır, onları bir proje ile bir eğitim ile yaratamazsınız ama işi çok koşmak, top kapmak ve en yakın arkadaşına topu vermek olan bir futbolcuyu da üretmek çok zor olmasa gerek. Frikik atamayan, sınırlı gol atan, asisti olmayan, kilit pas veremeyen, adam eksiltemeyen bir adam Milli takım için devşirilir mi? bu hem 85 milyon insana hem de eğiticilere bir hakaret değil midir?

Voleybolda Vargas için olumsuz konuşamıyoruz çünkü artık dünya değişti diyorlar, herkes yapıyor diyorlar, onun sayesinde yendik adımızı şuraya yazdırdık diyorlar, milyonlar bizi konuşuyor bu reklamı başka nasıl yapardık diyorlar… kabullenmek zorunda kalıyoruz. Ben isterdim ki Vargas gibi bir Türk oyuncu olsun ya da kişisel performans dışında takım birlikteliği ve organizasyon sayesinde yüksek verim alalım. Ben bu konularda biraz geri kafalıyım. Etiyopyalı Elvan Abeylgesse’nin başarıları beni mutlu etmiyor. Ben neden bir Türk atleti üst seviyeye çıkaramıyoruz diye üzülüyorum.

Bir de Milli takımda oynasınlar diye Türk yaptığımız ama Milli takıma gelmeyip kulüp takımlarında Türk statüsünde oynama avantajı elde eden basketbolcular var, onlar ayrı bir komedi.

Biz henüz gelişmekte olan bir ülke olduğumuz için  sonuçlara değil süreçlere odaklanmak zorundayız.