Cenk Karslı; “Gelenekten Geleceğe!”
Cenk Karslı; "Gelenekten Geleceğe!"
Ülkeler, şehirler, kulüpler, okullar zaman içerisinde modernleşirler, çağa ayak uydurmak zorunda kalır... Bu gelişim ve değişim kaçınılmazdır, mecburidir ancak bu ülkeleri, kulüpleri, oluşumları ayakta tutan olay kültürlerine sahip çıkma, gelenekleri koruyabilme olayıdır. Ekol olmuş tanınmış liselere bakın, yılın bir gününde pilav günü diye bir buluşma gerçekleştirir. Yıllar geçtikçe bu iş pizza ya da suşi gününe evirilmez. Bu gibi geleneksel buluşma günleri eskiden ev telefonuyla ya da mektupla haber verilirdi, şimdi sosyal medyadan – whatsapptan duyuruluyor. Yani modern hayatın, teknolojinin nimetlerinden faydalanarak buluşma daha sağlıklı organize ediliyor ancak olay yine pilav günü. Bazı çevreler Bizim gelenekçi söylemlerimize "aşırı romantik" etiketi yapıştırabilir, bizi çağın gerçeklerinden uzak olmakla eleştirebilir ancak bugün spor dünyasının en önde gelen, en başarılı kulüpleri bile gelenekçilikten beslenerek yollarına devam etmeyi tercih ediyor. Tabi ki her kulüp aynı metotla başarıya ulaşmıyor ama geçmişten güç alan kulüplerin sayıları ve başarıları da göz ardı edilemez. Almanya Liginin son 10 yılında şampiyon olan Bayern Münih takımı Ancelotti, Guardiola gibi yabancı teknik adamlarla şampiyonluk yaşadığı gibi Nagelsmann, Hansi Flick, Jupp Heynckes gibi Alman teknik adamlarla da şampiyon olarak kendi geleneğiyle de başarılı olabileceğini gösterdi. Bayern Münih futbol takımında 1965’ten bugüne kadar 2008-2011 seonu Marck Van Bommel hariç tüm takım kaptanları Alman futbolcular olmuştur. Bu köklü kulüpte Beckenbauer kulüp başkanlığı yaptı, Salihamidzic gibi eski bir futbolcu Sportif Direktör olarak görev yapabiliyor, Oliver Kahn gibi eski bir futbolcu CEO olarak görev yapabiliyor Miroslav Klose yardımcı antrenörlük Klaus Augenthaler genç takım antrenörlüğü yapabiliyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün, Xavi de Barcelona soyunma odasından yetişen bir teknik adam olarak kulübün kötü gidişatına son verdi.
Bizim kulüplerimiz bu işi de yanlış anlıyor. Kulüp kültüründen geldi diye algıları zayıf, öğrenmeye ve gelişmeye kapalı, sosyal iletişim becerileri kötü olan bir eski futbolcuyu, futbolu bıraktıktan hemen sonra A takıma yardımcı antrenör yapmak doğru değil.
Futbolculuğu zamanında kulüp, camia, semt kültürünü özümseyebilmiş, öğrenmeye ve gelişime açık sporcular kulübün bir projesi olarak çok önceden bazı görevler için hazırlanmalıdır. Bu süreçte sporcunun gelecekteki görevleri ile ilgili eğitimi kulüp tarafından planlanmalı ve takip edilmeli.
Değişen dünyaya ayak uydurabilen, geçmişten ders alan, geleneği yaşatabilen, doğru insanlara yatırım yaparsanız kulüplerin ömrü hem daha uzun hem daha sağlıklı olacaktır.