Cenk Karslı; “Sporda Özgüven!”
Cenk Karslı; "Sporda Özgüven!"
Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan çıkar gibi bir durum bu; özgüvenli insanlar mı sporcu olur yoksa spor yapan insanlar mı özgüvenli olur? Gelişim tamamen kalıtım ve çevrenin bir ürünüdür ancak hangisinin ağır basacağını tahmin etmek biraz zor. Ayrıca inanışıma göre bir de hiçbir kalıtım ya da çevresel faktörle açıklanamayacak olan bir durum var; mizaç…
Sporcu ebeveynler kalıtım ile çocuklarına da bazı yeteneklerini aktarırlar ve normal olarak da çocukları için spor odaklı ortamlar yaratırlar. Böylelikle hem kalıtım hem çevresel faktörler çocuğun sporcu olması için uygun hale getirilmiş olur. Peki bu aktarılmış yetenek ve yaratılmış ortam, sporcu olmak için yeterli mi? tabi ki değil.
Bu imkanlar önemli avantajdır ancak yeterli değildir. Yine düşünceme göre sporda başarılı olabilmenin en büyük faktörü sporcunun içsel motivasyonudur. Çocuk doğuştan gelen karakteri ve ailesinin eğitimi ile sabırlı olmayı, sebat etmeyi, mücadele etmeyi öğrendiyse, kazanmayı çok arzulayan bir coşkusu varsa, öğrenmeye ve gelişmeye açık bir beyin performansına sahipse sporcu da olur, doktor da olur, bilim adamı da olur yani ne istiyorsa onu olur. Bazen sporcu ebeveynin çocukları spora ilgi duymayabilir, bu ilgisiz zihinsel durum onları yeteneksizmiş gibi gösterir bazen de sporla hiç yolu kesişmemiş insanların dünya yıldızı olmuş sporcu çocukları olur. Buradan şunu anlamalıyız; avantajlar ve dezavantajlar vardır ancak sonucu bireyin potansiyeli belirler. Spora başlamak, antrenmana gitmek bile bir özgüven göstergesidir. Çocuk başardıkça, öğrendikçe ve eğitmeninde, çevresinden aldığı olumlu dönütlerle daha da özgüven sahibi olmaya başlar. Türkiye’de bildiğimizden gördüğümüzden çok daha fazla yetenekli çocuk var ancak özgüveni desteklenmediği için spor sahnesine çıkamıyorlar ya da çıkanlar yanlış davranışlarla spordan soğutuluyor. Kaliteli eğitmen sadece iyi antrenman yapan kişi değildir aynı zamanda sporcu adayını cesaretlendirir ve maça, mücadeleye zihinsel olarak da hazırlar. Buna kültür seviyesi yüksek çevrenin de katkısını ekleyince denemekten, hata yapmaktan korkmayan hata yapsa da tekrar başlayabilme cesareti gösterebilen bireysel yetiştirmiş olacağız. Çocukların antrenmanda yaptıklarını maçta da yapabilmeleri için hatta üst düzey rakiplere karşı da yapabilmesi için bu özgüveni çok küçük yaşlarda verebilmeliyiz. Bu arada özgüvenli olmakla ukalalık arasındaki farkı da anlatmak durumundayız. Kişinin özgüveni ne kadar düşükse dışarıya gösterecek o kadar çok maskesi olur. Biz çocuklara maskesiz yaşamayı öğreteceğiz.