Malik Baba’yı Özlemle Anıyoruz!
Malik Baba'yı Özlemle Anıyoruz!
Karşıyaka Spor Kulübü tarihinin gelmiş geçmiş en büyük futbolcularının başında gelen, Malik Yaylım, Tepedelenli Mehmet Ali Paşa’nın Kuzeni Arnavut Lütfiye ile Boşnak Bekir’in çocuğudur…
Aile 1912’deki Balkan Savaşı’nın ilk günlerinde Osmanlı ordusunda yüzbaşı olarak görev yapan en büyük oğlu Yakup’un çabalarıyla İşkodra’dan ayrılıp İstanbul’a yerleşti…
Sıkıntılı geçen İstanbul günlerinde aile meclisi yaşamlarının en önemli kararlarından birisini aldı ve bu kez İzmir’e göç ederek Karşıyaka’nın Alaybeyi’ne yerleşti…
Çocukluk günleri göç ve mücadele içerisinde geçen Malik her şeye rağmen dimdik ayaktaydı, genç yaşında bütün ailenin sorumluluğu onun omuzlarındaydı…
Bu arada futbol ateşi yüreğini düşen Malik’in yolu KSK ile kesişti… Nereden aklına gelirdi yeşil ve kırmızının birbirine ölümüne tutkuyla sevdalı olduğunu, nereden bilirdi bir gün o renklerin unutulmazları arasına gireceğini…
Kaf Sin Kaf’ın ilk antrenmanına çıktığı gün, yüreği kıpır kıpırdı, yeşil kırmızılı renklerin büyüsü vücudunu sarıp sarmalamıştı… Artık Malik’in varı yoğu Kaf Sin Kaf’tı bütün günü yorucu antrenmanlarla geçiyordu, antrenmanlarda hırsı gözlerinden okunuyordu, arkadaşlarının yaradana sığınıp vurdukları meşin yuvarlağın üç direğin arasından geçmemesi için var gücüyle çalışıyordu…
Mertti, yiğitti, yakışıklıydı, çalışmayı severdi, dev cüsseli, kocaman ve sıcacık yürekli bu adam aynı zamanda çok da duygusaldı… Antrenmanların yoğun yorgunluğunu bir başka sevdası müzikle atmaya çalışıyordu, o dönemlerin meşhuru sessiz filmleri müzik ile seslendiren ünlü piyanist Muhlis Sabahattin bir köşede kendisi diğer köşede kuyruklu piyanonun başında filmin konusuna uygun müzik yapıyorlardı…
Formunun zirvesindeydi artık, Kaf Kaf’ın değişmez kalecisi olmuştu Malik. Sırtına geçirdiği formasını kimseye vermeye niyeti de yoktu, her antrenmandan sonra arkadaşları soyunma odasının yolunu tutarken o sahada kalır bıkmadan usanmadan çalışır, çalışır, çalışırdı…
KALECİ MALİK GOL YEMEDİ KSK ŞAMPİYON OLDU
KSK tarihinin unutulmazları arasına giren 1925-1926 sezonu başlamıştı, bu tarihi sezonun teknik direktörlüğünü Macar Zinger üstlenmişti… İzmir Şampiyonluğu için ligler kırmızı küme ve mor küme olarak oynanıyordu. İlk etap maçlarının sonunda Karşıyaka “kırmızı kümenin”, Altınordu ise “mor kümenin” şampiyonu oldu.
O dönemin statüsüne göre İzmir şampiyonunun belli olabilmesi için Karşıyaka ile Altınordu'nun final maçları oynaması gerekiyordu. İlk maçı 2-0 ikinci maçı da 1-0 kazanan Karşıyaka, kalesinde hiç gol görmeyen takım olarak tarihinin ilk şampiyonluğunu kazandı. Karşıyaka’nın tarihine altın harflerle yazılan bu ilk şampiyonlukta takımının kalesini sezon boyunca hiç gol yemeden Malik korumuştu.
Genç yaşında yeşil - kırmızılı formayı sırtına geçiren, maçlarda yaptığı olağanüstü kurtarışları sonrasında kendisine “Panter Malik” lakabı takılan Malik’in, bu muhteşem başarısı Avrupa'nın bütün takımlarının dikkatini çekti… İngiltere'nin en büyük kulüplerinden olan Arsenal'in ısrarlı transfer teklifi karşısında Malik, ben Karşıyaka'mdan ve Kaf Sin Kaf’tan ayrı yaşayamam diyerek bu çok önemli teklifi geri çevirdi.
GAZİ PAŞA KAF KAF’A AY-YILDIZ ARMAĞAN EDİYOR
Bu kez takvimler 24 Haziran 1926’yı gösteriyordu, Fahrettin Paşa’nın (Altay) kardeşi Karşıyaka Belediye Reisi Fikri Bey, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın onuruna Karşıyaka’da akşam yemeği daveti verir… Gazi Paşa, kendisine yapılmaya çalışılan suikastın planını öğrenmesine rağmen yemeğe katılır hem de çok keyiflidir… Gecenin ilerleyen saatlerinde Belediye Başkanını ve o dönem Kaf Sin Kaf’ın Başkanı Kadızade Zühtü Bey ve yönetici arkadaşlarının masasına gelmesini ister…
Davetli yöneticiler masaya gelince, Gazi Paşa, konuşma yapmak için ayağa kalkar “Arkadaşlar, Karşıyaka’mızın kurucuları, yöneticileri ve sporcuları Kurtuluş Savaşımızda canları pahasına mücadele etti, kahramanlık destanı yazdı, ayrıca futbol takımı bu sezon ligde hiç gol yemeden şampiyon oldu, bu olağanüstü başarılarından dolayı Karşıyakalı futbolcuların giyeceği formalarının armalarında ay ve yıldızı kullanmalarını istiyorum” der…
Salonda gözyaşları arasında müthiş bir alkış tufanı kopar ve o günden sonra Karşıyaka Spor Kulübünün armasında ay ve yıldız sonsuza kadar yer alır…
Karşıyaka Spor Kulübü tarihinin bir dönemine damgasını vurarak, unutulmazları arasına giren, efsane kalecimiz Malik Yaylım, 6 Mart 1987’de Küçükyalı ‘da yaşayan kızı Sema’nın evinde son nefesini verdi… Unutulması mümkün olmayan, bu büyük Kaf Sin Kaf’lıyı aramızdan ayrılışının 35. yılında özlemle anıyoruz…
Ahmet Diker