Murat Aşkın; “Karşıyaka’nın Yaşayan Efsaneleri!
Murat Aşkın; "Karşıyaka'nın Yaşayan Efsaneleri!
“Karşıyaka’nın Yaşayan Efsaneleri” köşesinin konuğu Karşıyaka Basketbolu ile bütünleşmiş milli basketbolcu
1963 yılında Fransa’da dünyaya gelen, küçük yaşlarda Karşıyaka’ya taşınan Murat Aşkın, Karşıyaka Spor Kulübü yıldız seçmelerinden A Milli Takım formasına kadar geçen sürecini paylaştı...
Basketbol kariyerinin küçük yaşlarda başladığını vurgulayan Aşkın “Orta ikinci sınıftaydım… Basketbolu çok seviyordum. O zaman basketbol potaları, açık sahalar yoktu. Basketbol oynamak için birkaç tane okul bahçesi vardı. Mahallede arkadaşlarımla bir lastik bulmuştum, direğin üzerine asarak onu pota yaptık ve basketbol oynamaya başladık. Bir gün seçmeler olduğunu duydum ve Karşıyaka Spor Kulübü’ne yazıldım. Antrenman saati verdiler. Üzerimde siyah bir tane şort, beyaz atlet, ayağımda da sokakta giydiğim bir ayakkabı vardı. Basketbol hayallerimi süslüyordu. İlk heyecan bu şekilde başladı” dedi.
Murat Aşkın, o dönemlerde yaşadığı büyük heyecanı ve hayatının dönüm noktası olan olayı şöyle anlattı: “Yıldız takım seçmeleri yapılıyordu. Herkes heyecanlıydı ve kalabalık bir gruptuk. Seçimler yapıldı ve sonuçlar yelken kulübüne asıldı. Heyecanla oraya gittim. Listeye bir baktım, bütün iyi arkadaşlarım var ama ben yokum. Benim için basketbol bitmişti. Basketboldan ve arkadaşlarımdan ayrılmak üzücüydü. Yaklaşık 10 gün sonra kulüpten birisi beni aradı “Kararımızı değiştirdik seni alıyoruz” dedi. Yıllar sonra öğrendim ki takım arkadaşım Erol Bozkurt, antrenör İlhan abiye “Abi bu çocuk iyi oyuncu olabilir” demiş, İlhan abi de “Tamam, çağırın” demiş. Yıldız takıma kontenjandan seçildim ve basketbol hayatım yeniden başladı. Türkiye şampiyonası vardı, o şampiyonaya da tesadüfen gittim. Unutamadığım bir şeydir; üç kişi hastalandığı için kadroya girdim. Organizasyonda şampiyon olduk ve ben şampiyonanın en iyi forveti seçildim. Bir sporcunun arkadaşları sayesinde kaderi bu şekilde değişti, hayatımın en önemli olayı budur.”
MİLLİ GURUR
Karşıyaka Spor Kulübü’nde yaşadığı zirvenin, şampiyonluk ve milli takımlarda oynamak olduğunu söyleyen Aşkın “Beni en çok mutlu eden, en gurur veren şey milli takımlardı. Türkiye’deki en iyi 12 oyuncudan biri oluyorsunuz. Dünyadaki birçok ülkeye gidiyorsunuz, Türkiye’yi temsil ediyorsunuz, göğsünüzde ay yıldızlı forma var. Özellikle küçük yaştaki bir sporcu için bunu başarmak müthiş bir gurur. Milli takım formasıyla ilk maça çıktığım zaman kendimi çok farklı hissetim. Hayatımın en büyük mutluluğu, zirve noktası buydu. Zamanla alışıyorsunuz tabii. Ama ilk heyecanı unutamıyorsunuz” diye konuştu.
Karşıyaka Spor Kulübü’nün kendi oynadığı yıllardan söz eden Murat Aşkın, “Benim oynadığım dönemin üzerinden çok zaman geçti. Herkes eski zamanları över, o zamanlara dönmek ister. Doğru mu, yanlış mı bilmiyorum ama işleyiş benim oynadığım döneme göre şu an çok farklı. O dönemde yönetim kısmında son derece içten, gönülden, tek işleri kulübü öne çıkarmak olan, bunu fahri olarak yapan insanlar vardı. Başımızda Karşıyaka’da basketbolun bu kadar ortaya çıkarak gelişmesine katkı sağlayan, tüm A takım ve basketbol operasyonunu yöneten Atakan Karakaplan vardı; başkanımız Tahir Türetken’di. Çok güçlü, etkili, yürekten Karşıyaka’ya bağlı başkanlarla çalıştık. Ayhan Öngen bizim kulübümüzün menajeriydi, ama öyle bir menajer düşünün ki takımın her türlü ihtiyacını yerine getiren bir kişiydi. Atakan Karakaplan ile birlikte bu yönetim kadrosu basketbolu yavaş yavaş profesyonelleştirdiler, ilerlediler. Kulübün işleyiş yapısında konservatif, yeri çok belli olan ve oyuncuların orada zaman geçirdiği bir kulüp yaşamı vardı. Yöneticiler de dahil insanlar bütün gününü tesislerde geçirirdi. Bu da çok büyük bir bağlılık oluşturuyordu. Biz şampiyon olduğumuzda iki yabancı hariç diğer bütün oyuncular bu çarktan geçmişti. Hepsi Karşıyaka’nın hücrelerinden gelmiş, kulüpte eğitim almış, orada olmanın ayrıcalığını yaşamış insanlardı. Sadece o zamanın tadını yaşamış bir insan olarak, bunların kulübe çok ciddi bir itici güç kazandırdığına inanıyorum. O zamanki Karşıyaka’daki o hava ve atmosfer çok iyiydi. Bizi başarıya ulaştıran faktör oydu.”
"ANTRENÖR YETİŞMİYOR"
Karşıyaka’nın yıllarca oyuncu, antrenör ve yöneticilerini kendi içerisinden yetiştirdiğini söyleyen Aşkın “O küçük salondan çok fazla oyuncu çıktı. Şampiyon kadronun temelleri burada atıldı. İnsanlar birbirinin antrenmanlarını izlerdi. Yabancı, yerli oyuncular birbirini seyreder ve etkilenirlerdi. Eskiden Karşıyaka’da basketbol oynayacaksan geleceğin yer Karşıyaka Spor Kulübü'ydü. Oysa şu anda kulüpte antrenör yetişmiyor. Benim dönemimde organizasyonun başında Atakan Karakaplan vardı. Onun bir asistan koçu vardı, asistan koç mutlaka bizim genç takım koçumuz olurdu. Antrenmanları antrenörler de izlerdi. Bir okul gibi antrenörler de yetişirdi. Hata yapmayayım ama 15 senedir Karşıyaka A takımını dışarıdan gelen antrenörler yönetiyor. Ufuk çok başarılı oldu, bize Türkiye, Cumhurbaşkanlığı kupası kazandırdı, Euroleague katılımı sağladı ama Karşıyaka’dan yetişen antrenörlerden de bahsetmeliyiz. Benim en çok üzüldüğüm başlıca konu bu” ifadelerini kullandı.
ALTINCI ADAM
Karşıyaka camiasının Avrupa’da birkaç şehrin, birkaç takımın sahip olduğu taraftar yapısına sahip olduğunu vurgulayan da Murat Aşkın, “Taraftarlar basketbolu çok yakından ve ilgiyle izleyerek, altıncı adam olarak takip ediyorlar. Karşıyaka Kulübü’nün bu gücü sürekli olarak oyuncu yetiştirmesinden geliyor. Bu büyük seyirci ve kulüp her zaman daha iyisine layıktır. Şampiyon olmaktan bahsetmiyorum. Bizim yıllardır sponsorumuz Yaşar Holding ve çeşitleri firmaları fakat Karşıyaka Spor Kulübü daha az maliyetlerle oyuncularını, antrenörlerini kendisi yetiştirebilecek güçtedir. Biz 10 Türk oyuncuyla şampiyon olduk. Ben böyle bir kadrodan bahsediyorum. Takımını şampiyon yapacak, son saniyede top kullanma riskini alabilecek, yabancı oyuncuların yanında kendisini önemli kılacak, transfer olarak büyük takımlara gidecek oyunculardan bahsediyorum. Türkiye’de kendi oyuncusunu ve antrenörünü yetiştirecek bir kulüp varsa o Karşıyaka Spor Kulübü’dür. Her zaman yaşamasını ve başarılı olmasını isterim. En büyük dileğim budur” dedi.
İzlem Arıgümüş