Ahmet Talimciler; “Seyircisiz Maç Oynatmak Çözüm Değil!”

Seyircisiz Maç Oynatmak Çözüm Değil!

Dünya Sağlık Örgütü'nün Koronavirüs'ü pandemi (salgın) olarak ilan etmesinin ardından ülkemizde de alınacak olan önlemler sıkılaştırıldı. Eğitim kurumlarında öğrenime ara verilmesinin yanı sıra düzenlenecek olan her türlü bilimsel etkinlik ertelendi. Spor karşılaşmaları için ise seyircisiz oynanması kararı alındı. Toplu mekanlarda bir arada olmanın yaratabileceği olası sıkıntıların önüne geçilmesi amacıyla bu kararın alınması son derece önemli ancak bu önlem sadece maçlara gidecek olanların gitmemesini sağlıyor. Buna karşın oynanacak olan bu karşılaşmaları toplu mekanlarda seyredecek olan binlerce insan açısından ise risk devam ediyor. Eğer gerçekten insan sağlığı üzerinde hassasiyetle duracak isek bu durumu da gözden kaçırmamamız gerekiyor. Çünkü özellikle bu hafta sonu oynanacak olan iki karşılaşma ligin şampiyonluk mücadelesini etkilemesi açısından büyük önem taşıyacak ve bu karşılaşmaları tribünlerde izleyemeyenler de büyük bir ihtimalle toplu mekanlara hücum edecekler. Kahvehaneler, birahaneler vb. mekanlarda havasız ortam içerisinde iki saat geçirmek suretiyle riski arttırmış olacaklar. Tabii bir de sahada mücadele etmek zorunda kalacak olan futbolcular, teknik heyet ve orada görevli olacak olan hakemler, güvenlik güçlerini de unutmamak gerekiyor. 30 dakika boyunca havada kalabilen ve 4,5 metre uzaklıktaki birisine kolayca bulaşabilen bir virüsten söz ettiğimizi hatırladığımızda durum gerçekten çok ciddi. O halde önlem alacaksak bunu herkesi kapsayacak bir biçime büründürmek çok daha yararlı olacaktır. Türkiye’de maçların oynatılmasının sağlık alanında yaratabileceği olası sıkıntıları şöyle sıralayabiliriz: * Maça giremeyen seyirciler toplu halde stadyum önlerinde birikmek suretiyle seslerini duyurmaya deneyebilirler. Bu durum toplu hareket etmenin yaratabileceği risklerin sürmesine davetiye çıkartacaktır. * İkinci olarak bir arada maç seyredilecek olan mekanlarda yaşanacak olan temaslar gelecek açısından tehlikeyi arttırabilecek olasılıkları beraberinde getirecektir. * Üçüncüsü oynanan karşılaşma sonrasında alınacak sonuçlar sonrasında takımlarını tesislerde kutlamaya gidecek olan taraftarlar tıpkı birinci ihtimalde olduğu gibi riski katlayacaklardır. * Dördüncüsü oynanacak olan karşılaşmalarda mücadele edecek ve orada bulunmak zorunda olan tüm görevlilerin yaşayabileceği riskler, tıpkı ilk üç maddede olduğu gibi sürecek ve bu kişiler aracılığıyla binlerce haneye transfer edilmesine yol açabilecektir. Tüm bu ihtimalleri göz önünde bulundurduğumuzda seyircisiz maç oynatmak yerine müsabakaları ertelemek çok daha anlaşılır ve makul bir çözüm olacaktır. Benzer sıkıntıları yaşayan ülkelerde seyircisiz maç oynatıldığını ve çözüm olmadığı gerçeği sonrasında tamamen erteleme yoluna gidildiği ortadadır. Bu yüzden Gençlik ve Spor Bakanlığı tüm federasyonlardaki müsabakaların geçici bir süre ile ertelenmesini gerçekleştirmelidir. Küresel salgınların bundan sonra tüm dünyada çok daha farklı bir gözle görüleceği bir döneme girmiş bulunuyoruz. Spor dünyası bu açıdan kitleselliğin en yoğun olarak yaşandığı alanların başında geldiği için olası riskler açısından da büyük bir önem taşımaktadır. Bunun için geçmişten getirdiğimiz alışkanlıkların ötesinde başka bir anlayışa gereksinimimiz olduğu ortada ve tam da bu yüzden sportif etkinlikler bundan sonra hem icra edenler hem de izleyenler ile orada görevli olanlar açısından farklı bir görünüm arz edecektir. Aslında tüm dünyada yaşananlar küresel salgın karşısında insanlığın birlikte hareket etme konusunda henüz çok acemi olduğunu da ortaya koymuştur. Panik ve aymazlığın yanına bir de sosyal medyadaki boşboğazlar eklendiğinde durum hakikaten çok daha sıkıntılı bir boyuta taşınabilmektedir. Umarım bir an önce tüm dünya bu küresel tehdidin yarattığı etkilerden kurtulabilir ve hayat normal akışı içerisinde sürmeye devam eder.