Ünal Tümin; “Maçlar Seyircisiz, Seçimler Seçmensiz Olur Mu!”
Ünal Tümin; "Maçlar Seyircisiz, Seçimler Seçmensiz Olur Mu!"
Vay be!
Hani kabadayılık ve meydan okumalar bitmişti!
Ve… Ve… Ve…
Be namussuz! Be ahlaksız! Be adi!
Sonu gelmez “be” ler ile “ve” ler…
Yüksek dağlara kar mı yağdı! Ya da güvendiğimiz dallar mı çatırdadı!
Sahi ne oldu?
Nedir bu durup dururken 360 derece dönüşle “Helallik” istemeler?
Buna ne denir?
Yoksa siyasetteki bir “rol çalma” oyunu mu! Nedir bu?
Bakın! Karşı değilim, aksine helalleşmek iyidir, vicdanları rahatlatır…
Amma ve de lakin, “Namuslara, ahlaka” alenen edilen, o “uyur gezer” halde savrulan küfürleri acaba “yüce makam” af eder mi?
Sakın ha! Bu söylediklerimin bana ait olduğunu da düşünmeyin…
Ben bunları siyaset sahnesinde ulu orta söylenen sözlerin yankılananlarından bire bir not ettim!
Üstelik her gün muhalefet liderleri de TV. Kanallarına çıkıp bu söylenenleri afişe etti, ediyor ve etmeye de devam edeceğe benziyor!
Hatta Bay Kemal, Bayan Akşener, Bay Karamollaoğlu, Bay Babacan, Bay Davutoğlu, Bay Uysal 6 şubattan buyana ortalıkta görünmeyenlere, sahaya geç çıkanlara durmadan “neredeydin, nerelerdeydin?” diye soruyor…
Cevap belli:
Erdoğan, “Kızılay nerede?” diyenlere yanıtı: Be Ahlaksız, Be namussuz, Be Adi! Değerli okurlarım, biliyorum sizler de dolusunuz. Kim bilir yakası açılmamış nice sözleri duyup misliyle sahiplerine geri yolluyorsunuzdur!
Bizimkiler bireysel sözler…
Esas statlarda koro halinde söylenenleri Sağır Sultan bile duydu!
Ama bazıları nedense suçu statlara yükleyip “seyircisiz oynansın” diye topu, TFF’na atmaz mı?
Vallahi, sağ olsun vatandaşlar, bana söyleyecek söz bırakmamışlar…
Öyle ya biz gazeteciler, yazarlar, halk için, halka hizmet edip, söylenenlere sessiz kalmayıp yazıyoruz.
* * *
Vatandaş sosyal medya aracılığı ile de gördüklerini, duyduklarını yazıyor, resimliyor, hatta, yoksa izahı, işte mizahı diyor!
Fenerbahçe, Beşiktaş taraftarları geçtiğimiz hafta sonu oynadıkları müsabakalarda koro halinde hislerini, hissettikleri “sessizlerin sesi” olarak duyurmuşlar…
Tabii ki, etki- tepkiyi doğurmuş. Hatta siyasi partilerden sonra statların kapatılmasını isteyen bazı siyasiler olmuş!
Bana duyurulardan bazıları şöyle:
- “Devlet Bahçeli’nin Beşiktaş üyeliğinden istifasını değerlendiren çarşı grubu “Ne yapalım, üzüldük. Ama cana geleceğine, mala gelsin” dedi…
- “Hadi ya, büyük kayıp!” diyenlerde var!
- “Beşiktaş Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Ahmet Akpınar, Devlet Bahçeli’nin yıllık aidatını yatırmadığı için daha önce üyeliğinin düştüğünü açıkladı”
- Fenerbahçe taraftarını susturmak için, Kayseri deplasmanına seyirci alınmayacakmış.
- Tüm takımların taraftarlarından ortak ses geldi: Susturamazsınız.
- Bugün Fener’e, yarın diğerlerine!
- Devlet adamı helallik istemez, İstifa eder! Çünkü, helallik isteyecek duruma düşmüşse adalet sapmış demektir!
- Haluk Levent: “Bir ekip kurmuşlar 6 yıl boyunca gittiğim evleri tek tek arayıp ‘Yardım yapıldı mı’ diye Sormuşlar. Yapmayın! Bir tanesi çıksın ‘o ara bize gelmedi’ desin, vallahi billahi istifa edip şerefsizliğimi ilan edeceğim.”
- “Enkaz altında kalırsanız ve kimse gelmezse ‘Hükümet istifa’ diye bağırın. Polis sizi almaya gelecektir!”
* * *
Değerli okurlarım, bana gelen o kadar çok mesaj var; inanın, bu sütun yetmez…
İsterseniz sevgili Durmuş Odabaşı’nın (F.S) den gelen şu mesajıyla yazımı noktalayayım:
“ Maçlar seyircisiz, üniversiteler öğrencisiz, depremzedeler çadırsız, millet parasız, Seçimler de seçmensiz olursa, bütün dertler bitecek…”
Adalete saygım sonsuz olduğu için yazıma burada nokta koyuyorum.
9 Eylül Gazetesi