0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hüsnü Tekeşin, “Harp Bir Cinayettir!”

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde gerçekleştirilen Türk Kurtuluş Savaşı dünyayı yöneten emperyalist devletlerin yayılmacı, işgalci, vahşi ve hak hukuk dinlemeyen düzenine karşı demir bir yumruk gibi inmişti.

Megali İdea düşüncesi ile sarmalanan Yunan ordusu kendilerince “Küçük Asya Felaketi” olarak adlandırılacak büyük bir yenilgi ile Anadolu topraklarından çekip gitmişti ama tabii ki de arkada büyük insani krizler ve sorunlar bırakarak…

Tapu senedimiz olan Lozan Antlaşması ile ise bağımsız, özgür Yeni Türk Devleti doğmuştu…

Türk-Yunan ilişkileri gerilimli tansiyonu yüksek bir dönemden geçmişti. 1930’lu yıllara kadar geçmişten kalan sorunları çözmek için çaba harcandı: Fener Rum Patrikhanesi meselesi, etabli sorunu ve nüfus mübadelesi…

1928’de ise Yunanistan’daki hükümet değişikliği, İtalya’nın yayılmacı politikaları, Türk-Yunan taraflarının uzlaşmacı siyasetleri gibi nedenler iki tarafı da yakınlaştırmıştı…

Türk-Yunan Dostluk İtilafnamesi ile hiçbir dönemde gerçekleştirilemeyen bir barış dönemi yaşanmış oldu iki devlet ve ulus için de…

Atatürk, İsmet Paşa ve Venizelos bu ortamı sağlamak için ellerinden geleni yapmışlardı…

İzmir’in ve Ege’nin ilk Türk Spor Kulübü olan Karşıyaka Spor Kulübü de bu dostluğa büyük bir katkı koyarak dostluk maçları yapmak üzere Yunanistan’a Adalar seyahatlerine çıktı. İlk önce 7 Aralık 1930 tarihinde 3. dakikasında yağmur muhalefetinden dolayı tatil edilen Sakız Adası’ndaki Lailapas maçı ve sonra 26 Aralık 1930’daki Midilli Adası’ndaki Aris takımını 5-1 yendiğimiz ikinci temas…

Armasındaki Ay-Yıldız Atatürk tarafından verilen tek kulüp olan Karşıyaka Spor Kulübü’nün seçilmesi tesadüf olmasa gerekti. Her iki temasta da Karşıyakalılar “Yaşasın Türkiye” nidaları ile karşılanmışlardı…

İki milletin dostluk tarihinde çok değerli anılar bırakmıştı bu temaslar…

Karşıyaka Spor Kulübü’nün Sakız seyahatinde maç yapılamamıştı ama maçtan sonra Lailapas Kulübü’nün binasında Karşıyaka Spor Kulübü’nün Türk sporcularının şerefine yüz elli kişilik bir çay ziyafeti tertip edilmişti. Bu ziyarette Sakız Valisi, Sakız Belediye Reisi, Liman Reisi, Zabıta Kumandanı, spor kulüpleri rüesası ve mensupları, gazeteciler hazır bulunmuşlardı…

Salonun balkon kapısında büyük Türk ve Yunan bayrağı asılmıştı…

Ayrıca salon duvarına boydan boya bizim için çok anlamlı olan “Yaşasın Karşıyaka Spor Kulübü” yazısı konulmuştu…

Bu ziyafette nutuklar atılmış, dostluk pekiştirilmişti…

Bugün yaşanan savaş ortamında savaş çığırtkanlığı yapan, savaşı çocuk oyuncağı sanan ya da kutsayanlara karşı “Bizim Deniz”in karşı kıyısından yükselen dostluk rüzgârları bir ders niteliğinde olmuştu…

Bu toplantıda nutuk atanlardan biri, Aetos Kulübü Reisi olmuş ve şunları demişti:

“Muhterem efendiler;

Komşu İzmir şehrinin asil gençleri ile şehrimiz gençleri büyük bir sevinçle karşılarlar. Sevincimiz şu itibar ile de daha büyüktür, zira bu maç harp hâdisatından sonra ilk olarak cereyan dostluk ve samimiyet karakterini taşıyan bir temas halini almıştır. Bu temas ki komşu milletin büyük ve şerefli idare adamları tarafından çizilen yolun mabadı halini almış bulunmaktadır.

Kulaklarımızda hala top sadaları gürlüyor. Türk ve Yunan validelerinin ve evli kadınlarının yasları henüz dinmemiştir. Harp hâdisatı ruhlarımızda en zalîm intibaı bırakmıştır.

Ve şimdi iki milletin siyasî ufuklarında sulh havası esmiştir. Bu havanın gayri kabili itiraz olan hücceti, İki komşu millet arasında dostluk ve samimiyet yakınlığının mübeşşiri olan Türk-Yunan dostluk misalıdır.

(…)İki millette maziyi unutmağa ve müstakbel terakki ve kardeşlik devresini tesise çalışalım.”

Sakız Adası Valisi’nin nutku da çok önemliydi ve şunları söylemişti:

“… Harpler çok gözyaşı döktürmüştür. Bunların yerine kaim olan sulh ve dostluk misakı sevinçler getirmiştir.

Büyük rehakârınız Gazi Mustafa Kemal hazretlerinin pek yüksek sözlerini hatırladım; «Harp vahşetten ibaret» tir. Bu cümleyi takdis ederim.

(…) Nutkumu bitirirken Türkiye ve Yunanistan arasında bu dostluk ve samimiyeti meydana getiren yüksek düşünceli başları takdir ve tebrik ederim. Yaşasın Büyük Gazi Mustafa Kemal paşa, Yaşasın İsmet paşa, Yaşasın M. Venizelos yaşasın Türk – Yunan dostluğu.”

Gerçekten de O büyük insanın Atatürk’ün haklılığı her dönem kendini gösteriyor. Lozan’ın önemini, Montrö Boğazlar Antlaşması’nı, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözlerini, her an hatırlıyoruz…

Diyor ki Atatürk 16 Mart 1923 tarihinde:

“Harp zaruri ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: Ben milleti harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım. ‘Öldüreceğiz’ diyenlere karşı ‘ölmeyeceğiz’ diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça, harp bir cinayettir.”

Ara vermeksizin yıllarca savaştığımız devletlere karşı bile dostluk yüzünü gösteren ama gerektiği zaman da “Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır” sözünü de unutmayan bir lider… Yeri doldurulamaz!..