02 Kasım 2024 Cumartesi
Ahmet Şenol; Çağdaş Kentte Küresel Kültürler!
Yazılı, sözlü ve görsel kitle iletişim araçları ile kültürel ürün yaratan sanayi, henüz korumaya çalıştığımız Halk kültürü birikimin yeteri kadar farkında değildir. Medya olarak tanımlayacağımız bu sektörün toplumsal yapı ve toplumun kültür algısı üzerindeki derin etkisi dikkate alınacak olursa, bu alanda Halk kültürü mirasının duyarlılığı bakımından büyük bir boşluk olduğu görülecektir.
Çağdaş kentin başta televizyon olmak üzere kitle iletişim araçları, kimi kültürlerin kendi bağlamlarında çağdaş kent yaşamına kattıkları unsurları, “evrensel” veya “popüler” adı altında sunmaktadır.
Örgün eğitim alanında kendine yer bulamayan Halk kültürü mirası, yaygın alanda da ötelenmektedir. Örneğin, üniversiteli gençler arasında yapılan anketlerde büyük çoğunluğunun “Saya Gezme”, Çiğdem Günü”, “Mayıs Yedisi” “Koç Katımı” gibi Türk Halk kültürü mirasından örneklerin adını hiç duymamışken, “Cadılar Bayramı” veya “Şükran Günü” gibi kutlamalar hakkında en azından bilgi sahibi oldukları görülmektedir.
Ayrıca; Bunların hiçbiri, Türk çağdaş kent eğitim kurumlarının ders kitaplarında yer almamaktadır. O zaman kentli gençler, kendi Halk kültürü miraslarını tanımazken, öteki kültürlerden gelen popüler bilgilere nasıl ulaşıyorlar ve bu uygulamaları tanıyorlar?
Bunun cevabı açıktır: Kentin yaygın eğitim kurumları işlevini gören bütün kitle iletişim araç ve mekânları, kendilerini küresel kültürlerin oluşturduğu çağdaş kente göre formatlamaktadır.
Ülkemizde kentin öteki kültürlere göre formatlanmasına en çarpıcı örneklerden birini de oyun ve spor alanları oluşturmaktadır. Belediye başkanlarının gururla anlattığı icraatlarından birisi, ne kadar çok futbol, voleybol, basketbol, beyzbol veya golf sahası açtığı olmaktadır. Hiçbir seçmen, hiçbir veli veya hiçbir çocuk, Halk kültürü mirası olan çelik-çomak oyunu için de bir saha istiyorum demez. Belediye başkanları da böyle bir ihtiyacı düşünmez. Çünkü çelik çomak, taşrayı, ötekini anımsatmaktadır ve onun çağdaş kentte yeri yoktur. Futbol topu veya basket potasının modern imgesi yanında çomak, çağdaş kentte hiç kimsenin tutmak istemediği çoban değneğini çağrıştırmaktadır. Kentte doğup büyümüş birkaç erkek öğrenciye sorulan “Çelik çomak hakkında ne biliyorsunuz” sorusuna alınan cevap ilginçtir. Sorunun cevabı yine bir soru: “Çelik tencere mi dediniz?”
Çağdaş kentin çocukları, geleneksel Türk çocuk oyunlarının oynandığı sokakları ve boş arsaları terk etmiştir. Bütün toplanma mekânları kapalıdır ve bu mekânların yazılı kuralları vardır. Parklar, spor sahaları, marketler, sinemalar hep ya tavanı ya duvarları ya da sınırları olan mekânlardır. Bu mekânların hiçbirisi, Türk Halk kültürü mirasının icra mekânları olarak tasarlanmamıştır. Artık bu mekânlarda çocuklar, beş taş, aşık, seksek, saklambaç veya dalya oynayamazlar. Oynamak akıllarına bile gelmez. Çünkü artık onlara ilk kültür eğitimini veren kreşin dilinde bu kelimeler kullanılmıyor, ilk ve orta eğitimin müfredatında bu oyunlara yer verilmiyor. Halk kültürü mirasından uzaklaşmış senaristler ve yönetmenler tarafından çekilen ve geleneksel hayatları anlatan televizyon dizilerindeki çocuklar bile artık bu oyunları oynayamıyor. Hatta çocuklara ne yapacaklarını söyleyemedikleri için iki-üç çocuğu yan yana getiren filmler bile çekilmiyor. Köylü, göçebe veya kentli bütün çocukların eline artık bir futbol topu veya fabrika icadı bir oyuncak tutturuluyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.