02 Kasım 2024 Cumartesi
Mustafa Başman; “Karşıyaka’nın Yaşayan Efsaneleri!”
“Karşıyaka’nın Yaşayan Efsaneleri” köşesinin konuğu Karşıyaka Spor Kulübü’nün hemen hemen her branşında yöneticilik yapan, yıllarını kulübe veren Mustafa Başman…
Karşıyaka Spor Kulübü’nün çalışmalarına destek verilmesi gerektiğini vurgulayan Başman, “Voleybol, basketbol, yelken gibi branşlarda zaten iyiyiz sadece futbol biraz canımızı sıkıyor. Bunun düzelmesi için de el birliğiyle destek olmalı, elimizden geleni yapmalıyız. Takımımızı maçlarda yalnız bırakmamalıyız, kulüp bizim kulübümüz onu korumak zorundayız. Bizim aldığımız terbiye de bunu gerektiriyor. Karşıyaka çok büyük bir gerçek, bu büyük gerçekliği idrak etmeliyiz” dedi.
1953 yılında Karşıyaka’da dünyaya gelen Mustafa Başman Karşıyaka’nın en köklü ailelerinden birine mensup olduğunu belirtti. Karşıyaka Spor Kulübü’ne 1960 yılında tenis ile adım attığını dile getiren Başman, “Karşıyaka’nın en eski ailelerinden birine mensubum; dededen, anneden eczacılıkla uğraşan bir aileyiz. İzmir’in ilk Türk eczacısı benim dedem Ömer Vehbi Saydam, ilk kadın eczacı da annem Şükufe Saydam Başman’dır. Daha sonra bayrağı ablam devraldı, hala da sürdürüyor. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’ne 1960 yılında tenis ile başladım çünkü teniste çok iyi bir eğitimci amcamız vardı. Tenisi iyi oynuyordum daha sonra masa tenisine geçtim, masa tenisinde çeşitli derecelerim var. Atletizmde 100-200 metreleri çok iyi koşuyordum, onun yansıması olarak futbol da oynuyordum. Ama futbolu çok iyi oynamama karşın, futbol antrenmanlarına gidemiyordum çünkü okulum tam gündü. Daha sonra yelken ana sporum haline geldi hala da fırsat buldukça binerim. 1977 yılında yelken sporcusu iken yöneticiliği tattım. Başkanımız Atilla Acar beni yönetime aldı, 24 yaşında yöneticilik yapmaya başladım” diye konuştu.
BRANŞLARDA GÖREV ALDI
Kulübün hemen hemen her branşında görev aldığını belirten Başman sporcu kökenli olmasının kendisi için bir avantaj haline geldiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Karşıyaka Spor Kulübü’nde yöneticilik görevlerim devam etti; yıllar içerisinde futbolda hem genel kaptanlık hem şube başkanlığı yaptım, kulüpte As başkanlıklarım var ayrıca sicil kurulu başkanlığı, divan kurulu başkanlığı görevlerinde bulundum. Şimdiki divan kurulunda da hala görev yapmaya devam ediyorum. Futbolun altyapı başkanlığını yaptım o yıllarda çok iyi bir takım çıkarmıştık. Basketbol ve basketbol altyapıda da çeşitli görevlerim oldu. Hemen hemen tüm branşlarda sporculuğu tattığım için yöneticilik yapmam daha kolay olmuştu, teknik açıdan da işimi kolaylaştırmıştı.”
“KARŞIYAKA’YI YAŞAMALIYIZ”
Karşıyaka’nın kulübüyle, sanata, spora olan bakış açısıyla ayrı bir kültür olduğunu dile getiren Başman şu ifadeleri kullandı: “Kulüpteki yaşam çok farklılaştı, kulüp bizim anılarımızla dolu. Ben yaklaşık 60 yıldır kulübün içindeyim, bir tek askerlik döneminde Karşıyaka’dan ayrıldım. Karşıyaka kültürüyle, bilimiyle, sanatıyla, sporuyla her şeyden önce buram buram Atatürk ve Cumhuriyet kokan sokaklarıyla Türkiye’nin en güzel yeri. Karşıyaka’yı Karşıyaka yapan değerler işte bunlar, Karşıyaka çok ayrı bir kültür. Karşıyaka Spor Kulübü de bizim için vazgeçilmez ama önemli olan Karşıyaka’da yaşayan değil Karşıyaka’yı yaşayan insan olmak.”
Unutamadığı anılarından bahseden Başman, “Bir gün Yelken Türkiye Şampiyonası için büyük bir kafileyle İstanbul’a gidiyoruz, yaklaşık 50 kişiyiz ben de kafile başkanıyım. O zamanlar feribotla giderdik, feribotlar aynı zamanda İtalya’ya da giderdi. Arkadaki bayrak direği çatallıdır, üstte Türk Bayrağı asılıdır, uluslararası sulara girince hangi ülkenin sınırlarına girersen alta da oranın bayrağı asılırdı. Türkiye’de olduğumuz için alttaki direk boştu, ben de gidip Karşıyaka bayrağı astırdım. Gemi çalışanları tepki gösterdi falan ben de gidip kaptana Karşıyaka Spor Kulübü’nün tarihini anlattım, kulübün Atatürk ile ilişkisini falan anlatınca kabul etti. Sonra bu bir gelenek haline geldi, her kafile kendi gemisine Karşıyaka bayrağı asmaya başladı” dedi.
YELKEN KULÜBÜNÜN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ
“Bizim dönemimizde Karşıyaka’da birlik vardı” diyen Başman, yelken kulübünün birleştirici bir güç olduğunu belirterek, “Yine bir gün İstanbul’dayız mili takımların kamp yeri var Sarıyer’de biz de orada kalıyoruz ama yarışlar Fenerbahçe’de. Ertesi gün yarışlar başlayacak ama bizim su topu takımımızın da Galatasaray ile çok önemli bir maçı var. Bizim su topu takımı geldi, desteğe ihtiyaçları olduğunu söylediler. Maçı kazanırlarsa ikinci olup Avrupa’ya gideceklerdi, karşı takım da güçlüydü. Ama aynı saatte bizim de yarışımız vardı, aynı anda iki yerde olamazdık. Ben ertesi gün aradım yarışlar için, ‘Araba bozuldu köprüde kaldık yarışları erteleyelim’ dedim. Biraz zor oldu ama erteletmeyi başardık, direkt su topu takımının maçına gittik. Maçka’daki havuzda müthiş bir tezahüratla maçı 10’a 9 kazandık. Su topu Avrupa’yı kazandı biz de sonra yelkende kupaları kazandık. O zamanlar öyle bir birlik, öyle bir destek vardı kulüp içinde. Çünkü o zamanlar yelken kulübünün olduğu yer ana toplanma yeriydi ve tüm branşlar da etraftaydı. İnsanlar sportif faaliyetler dışında da orada vakit geçirip sosyalleşirdi, orasının birleştirici bir gücü vardı” ifadelerini kullandı.
“KULÜBÜMÜZÜ KORUMAK ZORUNDAYIZ”
Karşıyakalıyım diyen her bireyin kulübe destek olması gerektiğini vurgulayan Başman şöyle konuştu: “Şu an kulüpte Başkan Turgay Büyükkarcı büyük ve müthiş işler yapıyor, saygı duymak gerekiyor. Voleybol, basketbol, yelken gibi branşlarda zaten iyiyiz sadece futbol biraz canımızı sıkıyor. Bunun düzelmesi için de el birliğiyle destek olmalı, elimizden geleni yapmalıyız” dedi.
İzlem Arıgümüş
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.