0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cenk Karslı; “Geri Dönüşlerin Hastasıyız!”

Üst seviye karşılaşmalarda olması daha zor diyoruz ancak hangi seviyede olursa olsun voleybolda 0-2’den  basketbolda 20 sayıdan dönen maçları sık sık izliyoruz. Futbolda da hem ligimizde hem Avrupa’nın en üst seviye organizasyonlarında bu tür geri dönüşler görebiliyoruz. Tarafsız izleyici için harika bir seyir zevki, galip gelen için anlatılmaz bir keyif ve kaybeden taraf için çok büyük moral bozukluğu anlamına gelen bu sonuçların nedenlerini mutlaka irdelemek gerekiyor. Tamam artık bu iş bitti, buradan maçı vermeyiz dediğiniz ,  sizin çok moralli ve rakibin aşırı demoralize olduğu bir noktada ne oluyor da bu maçlar dönüyor? kaybeden neyi yanlış yapıyor, kazanan neyi doğru yapıyor diye oturup düşünmek lazım.

Yakın tarihte Barcelona, 4-0 yenildiği ilk maçın ardından PSG’yi Camp Nou’da 6-1 yenerek unutulmaz bir geri dönüşe imza atmıştı. En dikkat çeken geri dönüşlerden birine de Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Milan’a 4-1 mağlup olan ancak rövanşta 4-0 kazanarak turu geçen Deportivo imza atmıştı. İki ayaklı oynanan maçlara bakarsak Türk futbol tarihinin en değerli Avrupa kupası dönüşünü  Galatasaray gerçekleştirmişti. 1988-1989 sezonunda şimdi ki Şampiyonlar ligi olarak adlandırılan Şampiyon Kulüpler kupası ikinci turunda Neuchatel Xamax takımına ilk maçta 3-0 yenilen Galatasaray, ikinci maçta rakibini 5-0 yenerek tur atlamış ve o sezon yarı finale kadar çıkmıştı.

Maçların içinde olan dönüşlerin en unutulmazı İstanbul’un ev sahipliği yaptığı 2005 Şampiyonlar ligi finalinde yaşandı. İlk yarıyı 3-0 Milan önde kapatmış olmasına rağmen Liverpool ikinci yarıda 3-3’lük skoru yakalamış ve penaltı atışları sonrasında kupayı kazanmıştı. Ülkemiz özelinde de aynı maç içindeki dönüş açısından Fenerbahçe’nin ilk yarısını 0-3 mağlup kapattığı Türkiye kupası çeyrek final maçında ikinci yarıda attığı gollerle Galatasaray’ı  4-3 yendiği maçı unutmak kolay değil.

Şampiyonlar Ligi finali seviyesinde bile bunların olabiliyor olması tabi ki futbolun güzelliği olarak değerlendirilebilir ancak teknik-taktik açıdan, fiziksel devamlılık açısından ve psikolojik direnç açısından da değerlendirilmeli. Teknik anlamda yapılan bir hata, yerinde bir taktik müdahale ya da alınan bir risk, kişisel anlamda ya da takım halinde disiplini kaybetmek, rakibi küçümsemek, fiziksel olarak oyunun sonunu oynayacak güce sahip olamamak , son ana kadar mücadeleyi bırakmama karakterine sahip olmak gibi faktörlerin düşünülmesi  ayrıca 10 kişi kalmak gibi tüm senaryoların defalarca çalışılması gerekir. Bu oyunun şakası yok.