0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cenk Karslı; “Sporda Biyomekanik!”

Biyomekanik; kasların, kemiklerin, tendonların ve bağların hareketini üretmek için birlikte nasıl çalıştıkları da dahil olmak üzere canlı bir vücudun hareketlerini inceleyen bilim dalıdır. Vücudun harekette hangi yolları izlediğini en karmaşık durumlarda dahi inceleyen Biyomekanik, insan hareketinin mekanik şartlarını araştırmakta, spora özgü harekete ait özellikleri ve hareket esnasında vücutta oluşan değişimler ölçülmektedir.

Spor ve Egzersiz Biyomekanikçileri, mekanik kavramları kullanarak en yüksek performansı elde etmek için vücudu hareket ettirmenin en uygun yolunu değerlendirirken, yaralanma riskini de en aza indirmeyi hedefler. Bu hedef doğrultusunda, egzersiz posturünün değerlendirilmesi, antrenman tekniklerinin geliştirilmesi, ayakkabı dizaynı da dahil olmak üzere spor gereçleri ve egzersiz aletlerinin tasarlanması alanın bir parçasıdır.

Yaptığımız spora özgü olarak biyomekanikten bahsederken mutlaka farklılıklar olacaktır. Bir voleybolcunun sıçraması ve smaç yapması için başka bir durum söz konusu iken, bir basketbolcunun sıçraması ve smaç yapması için başka özelliklerden bahsederiz. Bir atletin koşu biyomekaniği ile bir futbolcunun koşu biyomekaniği arasında da farklılıklar olacaktır.

Dünya tarihinin en hızlı atleti Usain Bolt’un başarısının altında ne gibi etkenler var diye baktığımız zaman genetik yatkınlık ve olağan üstü çalışması göze batmaktadır. Hava direncinin artmasına neden olan 196 cm boyu, kısa mesafe için dezavantaj olmasına rağmen nasıl bu kadar hızlı olabilmektedir? Profesyonel bir atlet 100 metreyi 45 adımda geçerken Bolt ise 100 metreyi 41 adımda geçmektedir. (her adım ortalama 2,43m) Dünya rekoru kırarken ilk 10 metreyi 0,81 saniyede kat eden atlet, saatte 44,5 km hıza ulaşmıştır. Bolt’un uzun boyu dışında bir dezavantajı da skolyozunun olması yani omurgası S şeklinde sağa doğru eğik durumda. Bu yüzden asimetrik uzun adımlar atmaktadır.

Gördüğünüz gibi sporda biyomekanik deyince işin içinde açılar var, duruş var, güç var, hız var, sürtünme var, enerji var. Kısacası daha yüksek performans alabilmek için insan vücudu üzerinde yapılan kusursuz bir mühendislik çalışması var. Bizler de sporun artık biyoloji, fizyoloji ve biyomekaniğin bir arada bulunduğu  bir bilim dalı olduğunu kabul etmek ve bu yönde çalışmak zorundayız. Özel sporcuların tesadüfen başarıyı yakalamaları ile yetinmek yerine bilinçli ve planlı şekilde özel sporcular yetiştirebilmeliyiz. Gen haritasından, beslenme detayına antrenman biliminden psikolojiye kadar tüm bilimsel verilerden faydalanmak kaçınılmaz olmuştur.

Bilimle kalın, matematikten uzaklaşmayın…