DOLAR 34,2391 0.25%
EURO 37,8125 0.08%
ALTIN 2.935,100,67
BITCOIN 2091385-0,13%
İzmir
23°

AÇIK

12:58

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

X
Bir Efsaneydi Arap Osman!

Bir Efsaneydi Arap Osman!

ABONE OL
Haziran 11, 2022 16:30
Bir Efsaneydi Arap Osman!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir Efsaneydi Arap Osman!

Hayatımı kurtaran bir Karşıyakalıyı anlatmalıyım…

Bu kişi, Arap Osman’dır… Ona çok şey borçluyum… Yoksa ölüp gitmiştim düpedüz… 1970 yılıydı… Manisaspor’u, kendi sahasında 1-0 yenmiştik. İstanbul’dan üniversiteden kaçıp geldiğim bu maçın sonunda sahanın içinde mahsur kaldık, tüm stadı binlerce eli sopalı ve sürekli taş atan Manisalılar sarmıştı. Uzatmayayım… Akşam çökünce, Arap Osman-Gode Cengiz önderliğinde kuşatmayı yarıp, Manisa sokaklarından kaçmaya başladık. Yüz kişilik bir azgın taraftar gurubu beni yakaladı ve yere yıktı, dövmeye başladılar. Tek başıma idim, kemiklerim kırılıyordu. Aniden Arap Osman köşeden sökün etti ve bıçağı ile çok kişiyi yaraladıktan sonra beni kalabalığın arasından çekip aldı, kurtardı… Bir taraftar otobüsüne sığındık, yollar kesilmişti, taş yağmuruna tutulduk, otobüslerimiz paramparça oldu, onlarca yaralı Karşıyakalı ile Karşıyaka çarşısına kahramanlar gibi döndük… Bunu unutur muyum?..

 Karşıyaka’dan Yetişen Sporcu

 “Sudan” kökenli bir zenci-Afrikalı aileden gelen Arap Osman, ismi efsanelere karışmış ünlü bir kabadayı idi, ürpertici bir tipi vardı, yusyuvarlak 200 kiloluk ama atletik bir gövde, kocaman pençeler, koskoca bir kafa, vahşi bir şekilde parıldayan gözler ve daima küfürle karışık ağızdan fırlayan bir kaplansı üslup ve timsah şiddetinde korkunç bir acı kuvvet…

Kan damarları boşalsa mutlaka “yeşil-kırmızı” akardı. Daha çocuk yaşlarında KSK’ye aşık oldu, 9 yaşında iken onu yüzme takımına aldılar. Denizden çıkmaz, balık gibi yüzerdi. Tenisçi Şerif Çapın, onu genel kaptan Boyacı Hüseyin’e götürmüş, “Bu Arap, yılan gibi yüzüyor, onu takıma alalım” demişti.

Arap Osman, giderek ünlendi, koca gövdesiyle balinalar gibi yüzüyordu. Yıllarca yüzmede, ferdi ve gurup şampiyonu oldu, 100 metre kelebekte “Türkiye Şampiyonluğu”nu elde etti. Sutopu ve basketbol oynadı. “Hipokampüs Yüzme Havuzu”nda, Karşıyaka Yeni Yüzme Takımı’nı kurdu ve antrenörlük yaptı, birçok yüzücü yetiştirdi.

Arap Osman, cennet mekan “Zehra Anamızın” büyük oğluydu. Zehra Ateş, Karşıyaka postanesi hademesiydi. O zamanlar her işimizin görüldüğü postanenin biricik memur yardımcısıydı, mektuba damga vurur, para transferini sağlar, yerleri sabah akşam siler süpürürdü. Kocası “Dondurmacı Hafız Mustafa” idi. Arap Osman, 1931 yılında Bahariye Mahallesi’nde Çifte Fırınlar civarında bir sokakta doğdu. Çocukluğu bayram yerinde ve Zübeyde Ana parkında geçti, mahalle arasında futbol ve çelik çomak oynarlardı. Osman bütün arkadaşlarını bir güzel döverdi…

 Dedesi Eşkıya’ydı

Antalyalı Eşkıya Arap Osman’ın torunu olan Karşıyakalı Arap Osman, çekinilen “anti-komünist bir sağcı kabadayı” olarak da zihinlere yerleşti. Süleyman Demirel’in özel korumalığını yapardı. Menemen Su Tesisleri’nin açılışında Demirel’in taraftarları ile İzmir Belediye Başkanı Alyanak’ın militanları göğüs göğüse gelince, ortaya atılıp Alyanak’ın boğazına sarılan Arap Osman’ın korkunç cesaret ve kuvveti herkesi ürkütmüştü, hatta boksör Alyanak’ı bile.

Arap Osman’ın üç cinayeti vardı, efelik raconuna üç ayrı olayda üç serseriyi öldürüvermişti. Bir de hapishanede zalim ve üçkağıtçı bir gardiyanın kafasını tuğla ile ezip öldürmüş. Rivayet bu şekildeydi, gerçek ise belli değildi… Çoğu kez dellenince pavyonları basar, kabadayı gruplarını allak bullak ederdi. Müthiş kabadayılardan “Menemenli Bahri” ile “Bayraklılı Fethi”nin Karşıyaka İskelesi önündeki dillere destan silahlı kapışmasında, Menemenli’nin tarafını tutup, Bayraklılı’yı kalbura çevirmişlerdi.

Her Karşıyaka maçında kavgaya balıklama dalardı, bir maçta 25 Fruko’nun (eskiden toplum polislerine verilen isim) onu zapt edemediğini gördüm. Bir savuruşta, kendini tutan beş polisi havaya uçurup tribünlere atıyordu. Bir buldozer gibi, polislerin içine dalar, ortalığı birbirine katardı. 1965’te, olaylı Altay maçı 1-0 aleyhte bitince, Karşıyaka aleyhine verdiği kararlarla maçı savaş alanına döndüren hakem Mustafa Gerçeker’i, maç sonrası Menemen istikametindeki trende yakalayıp adamı öldüresiye dövdü ve hakemin Omega marka hakem saatini resmen adama yutturdu. Operasyonla çıkardılar, iyi mi?..

Arap Osman, kendine yakın kuvvetteki birkaç kişiden hep tırsardı. Bunlar “Dağcı Muammer, Ayı Süreyya, Gode Cengiz ve Topal Adnan” idiler… Pençeleri arasına aldıkları dolu Tekel bira şişelerini sıkıp paramparça ederlerdi. Bu adamlarla Arap Osman’ın kapışmalarında, Arap’ın alnında boncuk gibi terler birikirdi ama ezilmezdi. Diğer bileği kuvvetli Karşıyakalı kabadayılardan “Apartman Mustafa’yı, İhtilal Osman’ı, Efe Tayfun’u, hele kulakları çınlasın rahmetli Gode’nin kardeşi Kocatoros Aytaç’ı” fındık gibi dağıtırdı.

 Bir Aşkın Hikayesi

Yıllar geçti… Hem de çoook geçti… Arap Osman’ın kalp krizinden ölüşünden bir yıl önceydi. 2000 yılında “Bir Aşkın Hikayesi Karşıyaka” isimli devasa boyutlu, tam sekiz kiloluk kitabım büyük insan A.Kemal Baysak’ın yönettiği Terbay şirketi tarafından basıldı. Tüm eski Karşıyakalıların katılımı ile Evlendirme Dairesi’nde hınca hınç bir yeşil-kırmızı buluşma düzenlendi. Hayatta kalan tüm eski ünlü Karşıyakalılar oradaydı. Protokol koltukları salkım saçaktı. Kürsünün önündeki sandalyeye “ilk baskının şeref sayısı olan kitabımı” koydum ve “Toplantımızın sonunda, en büyük Karşıyakalıya bu kitabı armağan edeceğim” diye anons ettim.

Toplantı fırtına gibi heyecanlı sürüp giderken, herkesin aklı kitabın kime armağan edileceği yönündeydi. Kodamanlar, çok şöhretli tipler, kitabın kendilerine armağan edileceğini sanıyorlardı… Nihayet ayağa kalktım. “Bence, en büyük Karşıyakalıyı açıklıyorum” dedim. Herkes nefesini tutmuştu, koca salonda çıt çıkmıyordu. Kalabalığı şöyleee bir tarayıp, kanlı Manisaspor maçını ve Arap Osman’ın beni nasıl ölümden kurtardığını anlattım ve kitleye doğru hamle yapıp soran gözlerle bağırdım:

“- Heyyy… Arap oğlu Arap… Osman abem, oralarda mısın?..

Yaşlanmış ama dehşetli görünüşünden hiçbir şey kaybetmemiş Arap Osman, arkalardaki kalabalığın arasından heybetle doğruldu:

“- Yaşarııııııım.. Burdayım dörtgözüüüüm!..”

“- Koş gel Koca Arap, kitap senindir!..”

Sallana sallana, koşa koşa geldi… Salon çılgınca alkışlıyordu, kürsüye tırmandı, kitabı ona uzattım. Kucağına aldı, sımsıkı sarıldı kitaba. Hayatında kitap okumamış olan Arap Osman, koca kitabı ahtapot gibi sarmıştı. Yüzlerce kişi ağlıyordu… İşte kitabımızda bastığımı fotoğraf, “Sudanlı-Büyük Karşıyakalı Kabadayı Arap Osman”ın kitabımı bağrına bastığı anı belgelemektedir.

Heyyy koca Arap, yeşil-kırmızı ışıklar içinde uyu, iyi mi?..

Yaşar Aksoy / Gazete Karşıyaka

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
error: Kopyalamayın ! Her hakkı saklıdır .