DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 20779631,29%
İzmir
19°

AÇIK

13:07

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

X
Cenk Karslı; “Zurnanın Zırt Dediği Yer!”

Cenk Karslı; “Zurnanın Zırt Dediği Yer!”

ABONE OL
Şubat 16, 2024 06:23
Cenk Karslı; “Zurnanın Zırt Dediği Yer!”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cenk Karslı; “Zurnanın Zırt Dediği Yer!”

Arda Güler hakkında ne kadar konuşsak, ne kadar tartışsak azdır ancak biz aslında Arda üzerinden kendi gerçeklerimizle yüzleşebilme cesaretini gösterebilmeliyiz. Arda ile herkes gurur duyuyor ve taraflı tarafsız herkes O’nun başarılı olmasını istiyor. Hepimiz heyecanla atacağı ilk golü ya da tribünleri ayağa kaldıracak ilk asistini, ilk çalımını bekliyoruz. Önümüzde müthiş bir örnek var ve biz bu örnek üzerinden halimizi sorgulamalıyız.

Türkler’in tarih boyunca en büyük özelliği teşkilatçı olmalarıdır, çok çabuk organize olabilmeleridir. İlk düzenli  ordunun kuruluşu MÖ 209 yılında Mete Han tarafından gerçekleşmiştir ve bu tarih Kara Kuvvetlerinin kuruluşu olarak kabul edilir, yine tarih sayfalarında bir Türk devletini ya da Beyliğini yıktığınız zaman kısa süre sonra 3 ayrı devlet kurabildiklerini görmüşsünüzdür. Türkler tarih boyunca görev dağılımını ve hiyerarşik yapıyı en hızlı kuran, yöneten Millet olmuştur. 2000 yıldan fazla süredir bu işin ustası olan bir millet ne oldu da 5-10 senelik planları yapamayan, basit kararlar ile günü kurtarmaya çalışan, spontane yaşayan plansız programsız bir Millet haline geldi? Hayatın her alanındaki bu plansızlık maalesef spora, eğitime, gelişime de sirayet etmiş durumda.

Gittiğiniz kulüpte sadece lig maçı bazında senede 40 maç üstü yapan 15 oyuncu var bazıları 55 civarı lig maçı yapmış, bunlara milli takım maçları dahil değil. Arda geçen sene 11 lig maçına ilk 11 başlamış ve bunların sadece 3’ünde 90 dakika sahada kalmış. Stres ve mücadele seviyesi yüksek olan Galatasaray maçında 65 dakika oynayabilmiş ve bu sürede şampiyonluğu garantilemiş rakibi karşısında sıfır kilit pas, sıfır şut, sıfır rakip ceza sahası içinde topla buluşma istatistikleri ile oyundan çıkmış. Gördüğümüz gibi Türk futbol tarihinin en yetenekli oyuncularından biri olduğunu düşündüğümüz Arda henüz Türkiye liginde bile üst düzey mücadeleye hazır değildi. Buna rağmen olağan üstü yeteneği sayesinde dünyanın en büyük, en güçlü, en karizmatik takımına gitmesini normal karşılayabiliriz ancak tam da bu noktada organizasyon eksikliğimiz ortaya çıkıyor. Bu konulara hiç hazırlıklı değiliz çünkü bu tarz transferleri sık sık yapamıyoruz. Kulüplerimiz bu durumda sadece bonservisi düşünüyor. Oysa daha önce lig şampiyonluğu kazanma, derbi kazanma gibi alışkanlığı olmayan sporcumuzu çok daha hazır bir durumda İspanya’ya gönderebilirdik. Sizce transfer yapma ihtimali çok yüksek olan bu olağan üstü yetenekli sporcumuz için ne gibi hazırlıklar yapılmıştır? uyku düzeni, beslenmesi, yabancı dili, fiziksel güçlenmesi, zihinsel olarak başka ülkede yaşamaya alışması ile ilgili ne gibi hazırlıklar yapıldı acaba? Gittiğin kulüpte Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olmak sıradan bir başarı; beklentilerin farkında mısın? Baskıları tahmin edebiliyor musun? Antrenman şiddetini, takım arkadaşlarının fiziksel durumunu biliyor musun?

Özellikle büyük paraların döndüğü profesyonel spor kulüplerinde organizasyonun çok planlı, programlı olması gerekir. Elinizin  altında her türlü imkan var, sizi orta ve uzun vadeli planlar yapmaktan alıkoyan nedir?

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP