Cenk Karslı; “Milli Takım Organizasyonu!”
Milli takımımızın Portekiz’e elenmesinden sonra yine aynı tartışmalar gündeme geldi. Kadro doğru muydu, saha içi diziliş doğru mu, teknik adam seçimi doğru mu? Başarısız sonuçlardan sonra sınırsız bir eleştiri yapma kültürüne sahip olan ülkemiz insanı, 85. Dakikada Burak’ın kaçırdığı penaltı eğer gol olsaydı nasıl bir yorum yapardı? Sokaktaki vatandaşın Sonuca göre övme-eleştirme işlerine lafım yok ama futbolu bilen insanların, sporun içinden gelen insanların sonuçtan öte süreçlerle ilgilenmesi gerekir. Ülke futbolumuzun bir kültürü, bir gelişim planı, bir oyun düzeni olmadığı gerçeğini kabul ederek geçmişteki başarılarımıza bir göz atalım. 2002 Dünya Kupasında, UEFA Kupası finalini 7 Türk oyuncu ile oynayan Galatasaray’ın iskelet kadrosu ile üçüncü olduğumuzu hatırlıyoruz. Bir arada oynama alışkanlığı olan, kazanma özgüveni yakalamış bir kadroya değerli oyuncuların eklenmesi ile çok önemli bir başarı sağlanmıştı. 2008 Avrupa kupasında yarı final oynarken de Tuncay, Arda, Nihat, Semih, Gökdeniz gibi 4 ‘’büyük’’ takım kökenli oyuncuya dayalı bir düzen vardı. Günümüzde ise Türk takımlarında parlayan oyuncular ile Avrupa’da yetişmiş ya da Avrupa’ya transfer yapabilmiş oyuncular harmanlanarak bir takım oluşturulmaya çalışılıyor. Yabancı sayılarının artması ile 2002’deki modeli tekrar kullanabilmek imkansız hale geldi. 2008’deki modeli örnek almaya kalksak kaleci mevkisi dışında Kerem Aktürkoğlu gibi Türk takımlarında fark yaratacak 3 oyuncu bulmakta zorlanırız. Mecburen yurt dışında yetişen ya da yurt dışına transfer yapan oyunculara yönelmek, bu modeli geliştirmek zorunda kalıyoruz.
Milli takıma oyuncu seçerken haftanın karmasına oyuncu seçer gibi oyuncu seçilmez, 2-3 haftalık yüksek performanslara bakılmaz. Milli takımda beraber uyumlu oynayabilecek, algıları birbirine yakın, iletişimleri kuvvetli, farklı durumlara çabuk uyum sağlayabilecek oyuncular seçilmelidir. Tabi ki sporcunun performansı önemlidir ve takip edilmelidir gerektiğinde milli takıma monte edilmelidir ancak çıkış yapan her oyuncuyu da pat diye milli takıma alamazsınız. Burada milli takım teknik ekibine çok büyük iş düşüyor. Farklı ülkelerde, farklı kültürlerde kimi şampiyonluğa kimi düşmemeye oynayan oyuncuları Milli takımın hedefi doğrultusunda bir araya getirmek, kısa sürede amaca yönelik bir taktiği ve anlayışı empoze etmek çok kolay değil. Benim futbol anlayışıma göre Milli Takım, hazır oyuncuların buluşup sadece beraber hareket edebilme organizasyonu çalıştığı yerdir. Milli Takım teknik direktörüne bütün ülkedeki futbol anlayışını düzeltme, sıfırdan sistem kurma gibi misyonlar yüklemek yerine sadece A Milli Takımı iyi organize etme görevi verilse daha anlamlı olur diye düşünüyorum.
VEFAT
21 Aralık 2024ÖNE ÇIKAN HABERLER
21 Aralık 2024İZMİR
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024KAF SİN KAF
21 Aralık 2024KARŞIYAKA HABERLERİ
21 Aralık 2024KARŞIYAKA HABERLERİ
21 Aralık 2024